DÜŞÜKLERİN SEBEPLERİ NELERDİR ?
Gebeliğin 20. haftası tamamlanmadan önce (ya da bebek 500 gramlık ağırlığa erişmeden önce) herhangi bir nedenle gebeliğin sonlanmasına düşük adı verilir.
Bu da kendini gebeliğin genellikle kanama, ağrı ve beraberinde “kanlı parça düşürme” şeklinde gösterir. Gebelik haftası ilerledikçe kaybedilen kan miktarı artar ve düşen “parçaların” hacmi de daha fazla olur.
Muayenede rahim ağzı açıktır ve dışarıya kan ve gebelik ürünlerinin çıktığı gözlenir. Düşük eylemi böyle bir durumda vücudun kendisi tarafından başlatılmıştır.
Düşüğün kendi kendine başlayıp bitmesi durumunda tamamlanmış düşük deyimi kullanılır. Muayenede kanamanın az olduğu gözlenirse ve tercihan vajinal ultrasonografide rahimin içinin tamamen boşaldığı gözlenirse ek müdahale gerekmez.
Gebelikte kanama olması hiçbir şekilde normal değildir. Rahim ağzı kapalı, bebek calı veya gebelik kesesi sağlıklı ancak kanamanın olduğu vakalar düşük tehdidi veya düşük tehlikesi olarak adlandırılır. Bu durumda mutlaka doktor kontrolü gerekir.
Düşük tehdidi tanısı konduğunda aslında uygulanacak tedavilerin yatak istirahati de dahil olmak üzere, pek de etkili olmadığı bilinmektedir. Ancak gene de cinsel ilişki rahim kasılmalarına yol açabileceğinden yasaklanır. Hastaya istirahat önerilir. Progesteron tedavisi eğer doktor uygun görürse uygulanır.
Bazı durumlarda ise düşük eylemi başlar ancak rahimin içinin kendi kendine boşalması uzun sürer ve bazen de tam boşalma hiç gerçekleşmez. Bu duruma da tamamlanmamış düşük adı verilir.
Bu durumlarda hem kanamayı durdurmak, hem de içeride kalan parçaların iltahaplanmaya yol açmasını önlemek için kürtaj yapılması gerekir.
Unutulmamalıdır ki düşüklerin en sık sebebi bebekteki oluşan anormalliklerdir..ama bu anormallikler çok büyük sıklıkla anne ya da babadan taşınan bir problemden değil, bizzat o gebelikteki bebeğin oluşumu sırasında oluşan problemlerdir..ve sıklıkla da tekrarlamazlar..
Klinik olarak saptanmış her gebelikte yaklaşık olarak % 15 civarında bir düşük riski olduğunu akıldan çıkarmamak, yani gebelik düşükle sonuçlanırsa bunun pek de az rastlanmayan bir şanssızlık olduğunu hatırlamakta yarar vardır. Böylelikle sonraki gebelikler için karamsar olmaya gerek olmadığı da kendiliğinden anlaşılacaktır.
Peki ya düşükler tekrarlıyorsa..?
Habituel abortus (tekrarlayan düşükler)
Bir kadının en az iki kere arka arkaya düşük yapmasına verilen isimdir.
Tekrarlayan düşük nedenleri:
- Babaya ait kromozomal(genetik)anomaliler
- Anneye ait kromozomal anomaliler
- Anatomik, yapısal bozukluklar
- Rahimin doğuştan anomalileri
- Rahim ağzı yetmezliği
- Rahim içi yapışıklıklar
- Myomlar
- Endometriozis
- Hormonal bozukluklar
- Progesteron hormonu yetmezliği
- Guatr
- Diabet
- Diğer bazı hormonal dengesizlikler (polikistik over hastalığı, prolaktin yüksekliği vb.)
- Mikrobik Enfeksiyonlar (listeria, mycoplasma,ureaplasma gibi)
- İmmunolojik (Bağışıklık sistemi ile ilgili) bozukluklar
- Antifosfolipid antikorları
- Sperme karşı antikorlar
- Plasenta elamanlarına karşı antikorlar
- Hücresel bağışıklık sistemi dengesizlikleri
- Kollajen doku hastalıkları
- Çevresel faktörler (yaşam ortamında maruz kalınan toksik maddeler)
- Gebeliğe zarar verebilecek bazı ilaçların kullanımı
- Kronik hastalıklar
- Ağır egzersiz
Düşük materyalinin genetik incelemesinin yapılması da bu konuda oldukça faydalı olacaktır.
Hekiminiz olası nedenlere yönelik incelemelerin sonunda saptanan sonuca göre özgün tedaviye başlayacaktır. Anatomik bozukluklarda ise cerrahi tedavi yapılır.
Ancak bilnmelidir ki tüm incelemelere rağmen tekrarlayan düşüklerin yaklaşık olarak yarısında herhangi bir neden saptanamaz.
Bağışıklık sistemi bozukluklarında ise Aspirin, heparin ve steroid kullanılarak başarılı sonuçlar elde edilebilmektedir.
Tekrarlayan gebelik kayıpları olan bir kadın tekrar gebe kaldığında artık bu gebeliği daha yakından takip edilmelidir.
Tekrarlayan düşükleri olan ve tüm tedavilerden bir fayda sağlayamayan çiftlerde ise bir diğer seçenek Tüp Bebek Tedavisi ile laboratuvar ortamında çok sayıda oluşturulan embriyolardan hücre örnekleri alarak bunların incelenip normal olanların ana rahmine transfer edilmesidir.
Transfer öncesi genetik tanı (preimplantasyon Genetik Tanı – PGT ya da ingilizce adıyla PGD) denen bu yöntemle düşük yapma olasılığı çok azaltılabilmektedir. Çünkü daha önce bahsedildiği gibi düşüklerin en sık sebebi aslında bebekte oluşan anormalliklerdir.
Anne karnında ölen bebek anneyi zehirler mi ?
Herhangi bir sebepten bebek anne karnında öldüğünde anne adayının kanına geçen maddeler kan pıhtılaşma mekanizmasını olumsuz yönde etkileyebilir. Halk arasında bu durum “ölü bebeğin anneyi zehirlemesi” olarak bilinir.
Bebek öldüğünde gebelik haftası ne kadar ileriyse ve ölümün üzerinden ne kadar uzun süre geçmişse problem yaşanma olasılığı o kadar fazladır.
Bu pıhtılaşma bozukluğu basit bir problem olabileceği gibi, tüm pıhtılaşma faktörlerinin tükenmesiyle sonuçlanan ciddi bir durum da olabilir. Yaygın damariçi pıhtılaşma adı verilen bu durum kanamaya bağlı ölüme bile neden olabileceğinden, bebeğin öldüğü saptandıktan sonra gecikilmeden gebeliğin sonlandırılması gerekir.
Gebeliğin sonlandırılmasından önce pıhtılaşma bozukluğunun derecesinin de araştırılması ve gerekirse hastanın kan grubuna uygun olarak taze kan hazır bulundurulması uygundur.
Düşüğün tekrarlama riski nedir?
Bir kez düşük yapan kadının sonraki gebeliğinde tekrar düşük yapma riski yaklaşık olarak %20dir. tekrarlayan düşükleri olan bir kadının yeni bir gebelikte tekrar düşük yapma riski ise yaklaşık %50dir.
Her ne kadar düşük sayısı arttıkça yeni oluşan bir gebeliğin de düşükle sonuçlanma riski yükselse de, çalışmalar göstermektedir ki;bu bayanlarda bile sağlıklı bir bebek doğurma olasılığı hiç de az değildir.
Düşükten ne kadar sonra tekrar gebe kalınabilir?
Bir kez düşük yaşadıysanız, düşük sonrasında aşırı kanama, enfeksiyon, üzüm gebeliği gibi gibi normal dışı bir durum söz konusu olmadıysa, tedavi gerektiren bir hastalığınız yoksa yaşadığınız düşük muhtemelen tekrarlayıcı özellikte olmayan bir düşüktür ve ileri inceleme gerektirmez. Kendinizi psikolojik olarak hazır hissettiğinizde hemen yeniden gebe kalabilirsiniz.
Yukarıda bahsi geçen özel durumlar söz konusuysa (birden fazla düşük, üzüm gebeliği, düşük sonrası problem, başka bir hastalığın varlığı gibi) gebe kalmayı gerekli inceleme ve tedaviler sonrasına ertelemelisiniz.