Küresel Doğurganlık Düşüşü ve Taşıyıcı Annelik ile Yumurta Donasyonunun Rolü

Son yıllarda dünya genelinde doğurganlık oranlarında ciddi bir düşüş gözlemlenmektedir. Birleşmiş Milletler’in verilerine göre, dünya genelinde ortalama doğurganlık oranı 1950 yılında kadın başına 5 doğum iken, 2021 yılında bu oran 2,3’e gerilemiştir. Bu eğilim hem gelişmiş hem de gelişmekte olan birçok ülkede görülmektedir.

Örneğin, Romanya’da toplam doğurganlık oranı 1,54’tür – nüfusun sabit kalması için gereken demografik eşik olan 2,1’in oldukça altındadır. Benzer şekilde, İspanya’da bu oran 1,12, Bulgaristan’da 1,81, Portekiz’de 1,45, Türkiye’de ise 1,51’dir.

Doğurganlık Düşüşünün Nedenleri

Doğurganlık oranlarının düşmesine katkıda bulunan birçok farklı etken vardır:

  • Ekonomik zorluklar: Yaşam, konut ve eğitim maliyetlerindeki artış, çocuk sahibi olmayı finansal açıdan zorlaştırmaktadır.
  • Kariyer hedefleri: Pek çok kadın, mesleki gelişim ve ekonomik bağımsızlığa öncelik vererek çocuk sahibi olmayı ertelemektedir.
  • Toplumsal değişimler: Geleneksel cinsiyet rollerinin ve önceliklerin değişmesi, annelikten vazgeçme kararlarını beraberinde getirmektedir.
  • Teknolojik faktörler: Ekran başında geçirilen sürenin artması ve sosyal medyanın yaygın kullanımı, bireyler arası etkileşimi ve ilişki kurma fırsatlarını azaltmaktadır.

Demografik Değişimlerin Sonuçları

Doğurganlık oranlarının düşmesi, nüfusun yaşlanmasına ve iş gücünün azalmasına yol açmaktadır. Bu durum, emeklilik ve sosyal güvenlik sistemleri üzerinde büyük bir baskı oluşturmaktadır. Japonya gibi ülkeler, yaşlı nüfusun yüksek oranı nedeniyle bu sorunla halihazırda karşı karşıyadır.

Taşıyıcı Annelik ve Yumurta Donasyonunun Rolü

Bu zorluklara yanıt olarak, yardımcı üreme teknolojilerine, özellikle taşıyıcı annelik ve yumurta donasyonu programlarına olan ilgi artmaktadır:

  • Taşıyıcı annelik: Küresel taşıyıcı annelik pazarının 2024 yılında 22,4 milyar dolar olduğu tahmin edilmekte ve bu rakamın 2032 yılına kadar 129,9 milyar dolara ulaşması, yıllık ortalama %24,6 oranında büyümesi beklenmektedir. Ukrayna’daki taşıyıcı annelik sektörü, dünya pazarının yaklaşık dörtte birini oluşturmaktadır ve yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nin gerisindedir. Uygun fiyatlar, yüksek kaliteli sağlık hizmetleri ve ticari taşıyıcı anneliğe izin veren yasal çerçevesi sayesinde Ukrayna, dünya genelinden çiftler için cazip bir merkez haline gelmiştir. Savaşa rağmen Ukrayna’daki taşıyıcı annelik sektörü faaliyetlerine devam etmektedir. BioTexCom kliniğinde her ay yaklaşık 50 çocuk taşıyıcı annelik, yaklaşık 60 çocuk ise yumurta donasyonu programları sayesinde dünyaya gelmektedir.
  • Yumurta donasyonu: Tıpkı taşıyıcı annelik gibi, donör yumurtalara olan talep de giderek artmaktadır. Farklı sağlık sorunları, gebeliğin ertelenmesi ve çağdaş dünyadaki toplumsal değişiklikler, birçok kadının hamile kalabilmesi için yardımcı üreme teknolojilerine ihtiyaç duymasına neden olmaktadır.

Sonuç

Doğurganlık oranlarındaki düşüş, birçok ülke için karmaşık ve çok yönlü bir sorundur ve bütüncül bir yaklaşımla ele alınmalıdır. Taşıyıcı annelik ve yumurta donasyonu gibi üreme teknolojileri, demografik değişimlerin etkilerini kısmen dengeleyebilir; ancak bu yöntemlerin etik ve yasal denetimle birlikte yürütülmesi şarttır. BioTexCom kliniği, yürürlükteki tüm yasa ve yönetmeliklere sıkı sıkıya uymakta ve tüm program katılımcılarının hak ve sorumluluklarının dikkate alınarak korunmasını sağlamaktadır.