
Rahim kanseri ve taşıyıcı annelik: Ebeveyn olma şansı hâlâ var mı?
“Rahim kanseri” teşhisi bir hüküm gibi gelir. Bu, sadece hayat için verilen bir mücadele değil, aynı zamanda birçok kadın için en değerli hayallerden birinin — annelik hayalinin — kaybıdır. Çoğu durumda, endometrium veya rahim ağzı kanseri cerrahi müdahale ile tedavi edilir — rahim alınır ve bununla birlikte kadının kendi başına çocuk taşıma şansı da yok olur.
Ancak modern üreme tıbbı, en karmaşık durumlarda bile umut sunar. Bu umutlardan biri de taşıyıcı anneliktir.
Rahim kanserinden sonra biyolojik annelik mümkün mü?
Evet. Kadının yumurtalıkları korunmuşsa veya kemoterapi ya da ameliyat öncesinde yumurtaları dondurulmuşsa, laboratuvarda IVF ile oluşturulan embriyolar taşıyıcı anneye transfer edilebilir. Böylece çocuk, onu kendisi taşıyamasa bile biyolojik olarak kendi annesine ait olur. Birçok çift için bu, biyolojik ebeveyn olmanın tek yoludur. Duygusal, hukuki ve maddi olarak kolay bir yol olmasa da, umudun tamamen tükendiği yerde gerçek bir çözüm sunar.
BioTexCom kliniği nasıl yardımcı oluyor?
BioTexCom, Kiev’de bulunan ve Avrupa’nın önde gelen üreme tıbbı kliniklerinden biridir. Özellikle rahim kanseri geçirmiş hastalarla uzun yıllara dayanan deneyime sahiptir. Klinik, bu tür vakalara özel taşıyıcı annelik programları geliştirmiştir. Bu programlar şunları içerir:
- Hastanın kendi yumurtalarının saklanması ve kullanılması (mümkünse);
- Sağlıklı ve psikolojik olarak hazırlıklı bir taşıyıcı annenin seçimi;
- Hukuki danışmanlık ve destek;
- Tedavi sürecinin başından doğuma kadar tam tıbbi takip;
- En büyük yumurta donörü veri tabanlarından biri.
BioTexCom, İtalya, Fransa, Portekiz, Türkiye, Almanya, İspanya, Çin ve daha birçok ülkeden hastalarla çalışmaktadır. Bu hastaların birçoğu, rahim kanseri nedeniyle kendi başlarına doğum yapma şanslarını kaybetmiş kadınlardır. Onların hikâyeleri güç, umut ve zaferin hikâyeleridir.
“Kanseri yendim ama anne oldum” — hastaların gerçek hikâyeleri
Klinik hastalarından biri şöyle anlatıyor:
“Rahim kanseri teşhisi konduğunda 36 yaşındaydım. Ameliyattan sonra, bir çocuk doğurmamı sağlayacak organım artık yoktu. Buna inanamadım. Ama eşimle birlikte pes etmedik. BioTexCom sayesinde taşıyıcı annelik programına katıldık ve şimdi oğlumu kucağımda tutuyorum. Bu gerçek bir mucize!”
Klinikte bu türden onlarca hikâye var. Bu hikâyeler, ebeveynliğe giden yol imkânsız göründüğünde bile diğer kadınlara pes etmemeleri için ilham veriyor.
Kanser son değil. Taşıyıcı annelik — yeni bir başlangıç
Kanser, sağlığı, gücü ve çoğu zaman geleceğe olan inancı alır. Ancak, ebeveyn olma hayalini elinden almamalıdır. Taşıyıcı annelik sayesinde, dünyada binlerce insan zor teşhislerden sonra bile aile kurma şansına kavuştu.
BioTexCom kliniği şunu kanıtlıyor: Başkaları yardım etmeyi reddettiğinde, onlar çözüm arıyor. Ve işte tam da burada, birçok kadın için hayatın yeni bir bölümü başlıyor — “anne” adlı bölüm.
